17 Tem 2009

Düğün

Hayatımda ilk defa "düğünlerde teyze ısrarına gerek duymadan kendinden kalkıp süper oynayan kız" olmayı istedim en samimi arkadaşımın düğününde.
"En Samimi Arkadaş"ınız evlendiği için çok mutlu oluyorsunuz ve bunu bi şekilde göstermek de gerek.Her düğünde yaptığınız gibi bi köşeden, "yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorum, önemli olan katılmak zaten heh heh" diye bakmıyorsunuz düğüne.
Takıyı takıp kaçmak da yok.Sonuna kadar eğlencez.
De...E ben oynamayı, halay çekmeyi falan bilmediğimden "napçam lağğğn?" diye düşünüp durdum düğüne kadar.Düğüne kadar kuaföre de gittim tabi.O sıra pek düşünemedim napçağımı.Kuaförde tek düşündüğüm "ayyyyy kafamı koca kafa yapmasa bari,bakalım Sibel Can mı olcam,Ebru Gündeş mi?" oldu.Nitekim tüm açıklamalarıma rağmen bi adet "Koca Kafalı Ebru Gündeş" olarak sahneye çıkmaya hazırdım.Halbuki tek istediğim dağınık topuzdu.O tuttu tüm saçı tepeye oturttu.O kadar tepeden yapma dedim,koca kafa olmasın dedim ahhhh ahh dinlemedi..Zaten de kuaför sanki bi sürtükle muhatapmış gibi muhabbet ediyordu,sulanıyordu falan,onun için her kız aynı sanki,hep sürtüklere mi denk gelmiş ne.. arkadaşımın hatrına sustum idare ettim adamı.Arkadaşımın tanıdığıymış,ayarlamış işte hepimiz oraya gittik çünkü.Telefon numarası vermeye kalktı hatta "Ne için?" dedim."e saç için" dedi."yok gerek yok" dedim.İç sesim iyi bi küfür etti,şişşş ayıp dedim içime,sustuk.

Neyssseeee düğüne konuk sanatçı olarak gittim.Gelin damat geldi,ilk dans edildi ve sonra o an geldi,şarkıcı adam o meşhur düğün havalarından birini çalmaya başladı ve yavaştan millet piste çıkıp ellerini kaldırıp parmak şıklatmak suretiyle yapılan oyunu oynamaya başladılar.Ben de arkadaşlarla birlikte hiç kimsenin, özellikle hiç bi teyzenin "Hadi kalk oynicaz bak oturmaya mı geldin!" ısrarına maruz kalmadan bizzat gönüllü kalktım eğlenmek için.
Ohhhh lan dağıtacaktık iyice,kurt murt kalmicaktı.Bi gazla atıldım piste ama yok arkadaş odun hep odun.Pistte ses sisteminin bir kolonu gibi kaldım bi an.Ben hep düğünlerde zorla kaldırılırsam, kalkar, oynayanlara alkış tutar, arada ayaklarımı ritme uydurur, sonra... ehh yeter... deyip otururdum.Ben beceremiyorum oynamayı o mutlulukta o gazda bile.
Sosyal öğrenme yontemiyle etrafımda süper oynayan kızlara baktım.Kolları kaldır,parmak şıklat,arada kollarla helezonlar çiz,omuzlar oynasın,tek başına oynama,karşına bi eş bul oynamak için,suratına "dünyanın en çekici,en süper oynayan,en işveli kadını" ifadesini takın,karşındaki kıza" o kadar mükemmeliz ki ahaaha" şeklinde gülümse,çünkü o sana o şekilde gülümsüyor bozma kızı.Evet iyi gidiyor bu oyun havasını atlattık sağ salim..Sıra geldi "haydi le le le le le"ye...
"Hoşgeldin yaaağ yüreğime" ve dahi sonraki nakarat kısmında bi el belde,bi el havada helezonlar çizecek şekilde beli kıvırtarak oyna.Karşında ki dönyanın en gözel karısıylan gene dönyanın en gözel diğer karısı olarak omuz çarpıştır."elalem ne derse desin" kısmında kol havada dirsekten kıracak şekilde havaya havaya salla.O esnada suratında "bütün dünyada ki insanlar! hepinizin ebesiyle tanışırım ahahah!" ifadesi olsun.
Bu da tamam olduktan sonra sıra geldi halaya.En son bi düğünde halaya katıldığımda iç dünyamı sarsacak bi durum olmuştu.Düşünün halayın ortasındaki elemanım.Sağ tarafımdaki grup bi tarafa,sol tarafımdaki grup öbür tarafa çekiştiriyor beni.Zaten bende kollar uzun Safinaz gibi kalmıştım ortada.Gene aynı şeyi yaşar mıyım korkusuyla başladık halaya şükür bişi olmadı.Bu damat halayıydı gerçi.Tam öğrendim nası olduğuunu halay bitti.
Tüm acemiliğime rağmen çok eğlendim düğünde.Düğünleri normalde sevmem,ama insanın en yakın arkadaşı olduğunda düğünün anlamı oluyor mutluluk veriyor.Güzel bişi :)

9 Tem 2009

Bence bazı insanları;onlarla küsecek kadar bile umursamamalıyız.Yani onlara küsmeye bile tenezzül etmemeliyiz.Tamam sizi kırdı,kaypaklık etti,sıvışkan bi insan aynı zamanda,sözünde durmayan bi tip falan.Tüm bunlara rağmen hala arkadaşsınız,yüzünüze gülüyor,sizi kırdığının farkında bile değil belki,ya da farkında bozuntuya vermiyor,ayh ne bilim sonuçta siz üzülüyorsunuz.Ama o farkında bile değil belki.Çünkü karakteri gereği o normal görüyor falan.Ya da iki yüzlü işte,üzüyor farkında ama gene de yüzüne gülüyor sanki hiç bişe yapmamış gibi.Küseceğinizi sanıyor belki suçunu kabullenmiş gibi gülümsüyor belki de idare et işte dercesine ya da tamam biliorum eşeklik yapıorum gibi..Tamam üzdüm pardon der gibi gülümsüyor falan.Ayh gene bilmiorum ama dicem şu ki bence bu insana küsmemek onu önemser gözükmek daha büyük bi ceza...Çünkü lan ben neyse diyosunuz davranışlarına,tartışmaya değmez diosunuz,küsmek bile önemsemek gibi geliyor..
Tabi siz küsmezsiniz ama yapışmazsınız da.Yüz göz olmak zorunda olduğunuzda görüşmemezlik yapmazsınız falan.Yani bilmiorum ben böyle yapıyorum.Hatta doğum gününde görüşmek durumunda kaldım bu arkadaşla gittim bi de hediye aldım.Görüşmeyi istemeseydim daha mı iyiydi,o beni üzmüşken bi trip yapmamam daha mı kötü aceba?Ama ben trip yapçak kadar bile umursamıyorum artık bazı hareketlerinden sonra.Ama daha da ben iletişmem onla hıhh.o benle iletişirse anca işte cevap veririm küstüğümü belli etmem :D Ya bazen diorum kelli felli kavga mı etseydim.Laflar mı söyleseydim?Becerirdim de he.Ama arkadaşlığımı bozmadım.canımdan değil tabi ama neblim..